deyimler sözlüğü Bir nerededir.com sitesi!

deyim mi arıyorsunuz?

deyimler sözlüğümüzden bulup getirelim!

Türkçe Deyimler Sözlüğü

yüz deyimleri

soru çözümleri


Deyimler sözlüğümüzde bulunan, yüz ile ilgili, içinde yüz kelimesi geçen, yüz kavramını barındıran, sizler için seçilmiş ve hazırlanmış deyimlerin listesi aşağıdadır.

Deyimlerin üzerine tıklayarak anlamlarını, detaylı açıklamalarını, kullanım örneklerini ve günlük hayatımıza yansımalarını inceleyebilirsiniz.

Ve asla unutmuyoruz, dahi anlamındaki -de ve -da ayrı yazılır ;)

» yüz sözcüğünün anlamı nedir?

» yüz sözcüğünün ingilizce tercümesi

» yüz kelimesi ne demek?

yüz kelimesi ya da kavramı ile ilgili deyimler

Deyimler (69)

  • ağzına yüzüne bulaştırmak deyimi

    bir işi becerememek, iyi bir sonuca ulaştıramamak. örnek: Ağzına yüzüne bulaştırmasaydı iyi olacaktı.

  • alnı açık, yüzü ak deyimi

    utanılacak hiçbir işi olmayan, dürüst ve tertemiz. örnek: Korkum yok, alnı açık yüzü ak biriyim ben.

  • astarı yüzünden pahalı olmak deyimi

    pek de önemli olmayan bir şey için harcanan para ya da verilen emek o şeyin gerçek değerini aşmak. örnek: Bu işe girdik ama korkarım astarı yüzünden pahalı olacak.

  • astarı yüzünden pahalıya gelmek deyimi

    pek de önemli olmayan bir şey için harcanan para ya da verilen emek o şeyin gerçek değerini aşmak. örnek: Bu işe girdik ama korkarım astarı yüzünden pahalıya gelecek.

  • ayıbını yüzüne vurmak deyimi

    (birinin) bir yanlış davranışını, kusurunu açıkça yüzüne karşı söylemek. örnek: Onun ayıbını yüzüne vurmak iyi olacaktır.

  • başı yastık yüzü görmemek deyimi

    (1) hiç hastalanmamış olmak. (2) yatağa yattığı halde uyuyamamış olmak.

  • binin yarısı beş yüz deyimi

    Çok düşünceli görünen birine, 'öyle uzun uzun düşünüp tasalanacak ne var, aldırma!' anlamında söylenir.

  • binin yarısı beş yüz o da bizde yok deyimi

    Çok düşünceli görünen birine, 'öyle uzun uzun düşünüp tasalanacak ne var, aldırma!' anlamında söylenir.

  • bir daha yüzüne bakmamak deyimi

    darılıp ilgiyi, görüşmeyi, dostluğu kesmek.

  • bitmeye yüz tutmak deyimi

    tükenmek üzere olmak.

  • çarpana yüzlü deyimi

    ha. yüzü çiçekbozuğu olan kara kuru (kimse), örnek: Komşunun çarpana yüzlü oğlu köye gitmiş.

  • çatık yüz deyimi

    somurtkan yüz, öfkeli yüz, asık surat.

  • derisini yüzmek deyimi

    (1) (onun) derisini soymak, derisini etinden ayırmak. (2) (onu) işkenceyle öldürmek. (3)) mec. (onun) varını yoğunu elinden almak. örnek: Pahalılık yoluyla halkın derisini yüzdüler.

  • dirlik yüzü görmemek deyimi

    erince kavuşamamak, hep sıkıntı, kavga döğüş içinde bulunmak.

  • dünya yüzü görmemek deyimi

    kapalı bir yerde sürekli kalmak.

  • eğri yüz deyimi

    asık, sert yüz. örnek: Bana eğri yüz gösteriyor.

  • ekşi yüz deyimi

    hoşnutsuzluk, küskünlük anlatan yüz.

  • eli yüzü düzgün deyimi

    çirkin sayılmaz, yüzüne bakılır, güzelce, örnek: Eli yüzü düzgün bir kız bulup evlensin.

  • elifi yüzünde, ekmeği dizinde deyimi

    terbiyesizce karşılık veren, arsız, utanmaz sıkılmaz kimseler için söylenir.

  • eşiğine yüz sürmek deyimi

    bir istekte bulunmak için, güçlü birinin evine ya da bulunduğu yere gidip önünde saygıyla eğilerek yalvarmak, örnek: Köylü, ağanın eşiğine yüz sürmekte, yine de bir şey alamamaktaydı.

  • madalyanın öteki yüzü deyimi

    Olumlu bir olay, iş ya da durumun düşünülmesi, hesaba katılması gereken olumsuz yönü.

  • madalyanın ters yüzü deyimi

    Olumlu bir olay, iş ya da durumun düşünülmesi, hesaba katılması gereken olumsuz yönü.

  • rahat yüzü görmemek deyimi

     Huzur, bolluk, hiç rahatlık görmemek; sürekli sıkıntı, darlık içinde bulunmak.?Şu yaşıma geldim, hiç rahat yüzü görmedim desem yeridir.?

  • sıcak yüz göstermek deyimi

     Yakınlık göstererek karşılamak.?Biraz sıcak yüz gösterseydin günaha mı girerdin??

  • su yüzü görmemiş deyimi

     Hiç yıkanmamış, çok kirli.?Günlerce hapiste kaldım, su yüzü görmedim hiç.?

  • su yüzüne çıkmak deyimi

     Belli olmak, aydınlanmak.?Bu işin asıl sebepleri su yüzüne çıkacak, sen de gününü göreceksin.?

  • şeytan görsün yüzünü deyimi

     ?Onunla hiç görüşmek, bir arada bulunmak istemiyorum? anlamında kullanılır.

  • ters yüz etmek deyimi

     İçini dışına, altını üstüne getirmek ya da çevirmek.?Gömleğin yakasını ters yüzü edip diktim.?

  • ters yüz geri dönmek deyimi

     İstediğini elde edemeden, eli boş dönmek.

  • yumuşak yüzlü deyimi

     Kendisinden istenilenleri geri çevirmeyen, kimseyi gücendirmek istemeyen kimse.?Yumuşak yüzlü olduğum için mi tepeme çıkıyorsunuz??

  • yüz bulmak deyimi

     Kendisine gösterilen hoşgörüden yararlanma yoluna gidip şımarmak, hoşa gitmeyen davranışlarda bulunmak.

  • yüz dökmek deyimi

     Zorlanarak, utanmayı ve sıkılmayı göze alarak, yalvararak bir kimseden ricada bulunmak.

  • yüz görümlüğü deyimi

     Güveyin gelinin duvağını açarken verdiği armağan.

  • yüz göz olmak deyimi

     Senli benli olmak ve birbirinden çekineceği kalmamak, aradaki mesafe kalkmış olmak, lâubalileşmiş olmak.?İyice yüz göz olduk, beni artık dinlemiyorlar.?

  • yüz karası deyimi

     (1) Utanılacak bir durum. (2) Ailesi, çevresi için utanç verici bir iş yapmak.?Ailemizin o yüz karasını hiç kimse görmeye gitmeyecek, anladınız mı??

  • yüz kızartıcı deyimi

     Çok utandırıcı hareket veya durum.

  • yüz tutmak deyimi

     Bir şey olmak üzere bulunmak.?Hava kararmaya yüz tuttu.?

  • yüz üstü bırakmak deyimi

     Tamamlanmamış bir durumda, yarı yolda bırakmak.?İşleri yüz üstü bırakıp gitti.?

  • yüz vermek deyimi

    Her istediğini yerine getirerek şımartmak; yakınlık göstererek, hoş görülü davranarak ölçüsüz hareketler yapmasına sebep olmak.

  • yüz yüze bakmak deyimi

     Yakın ilişki içinde bulunup, bu ilişkileri bir süre devam etmek.?Birbirimize iyi davranalım, epey bir zaman burada yüz yüze bakacağız.?

  • yüz yüze gelmek deyimi

     (1) Birden karşılaşmak. (2) Bir araya gelmek.?Bu meseleyi yüz yüze geldiğiniz zaman konuşursunuz.?

  • yüzde kalmak deyimi

     (1) Derinleştirmemek. (2) Önemli şeyler meydana getirmemek.

  • yüze gülmek deyimi

     (1) Sevimli, çekici görünmek. (2) Yalandan dost görünmeye çalışmak.?Yüze gülüp arkadan insanın ekmeğini alır onlar.?

  • yüze vurmak deyimi

     İşlediği bir suçu ya da kabahati birinin açıkça yüzüne söyleyip onun utanmasına yol açmak.?Suçunu sakın yüzüne vurup da utandırma onu.?

  • yüze yüze kuyruğuna gelmek deyimi

     Uzun süren bir işin sonuna yaklaşmış olmak.

  • yüzü ak deyimi

    Suçu, utanılacak durumu bulunmamak; temiz ve saf olmak.?Alnım açık, yüzüm aktır.?

  • yüzü görmemek deyimi

     Kimi şeylere hiç sahip olamamak, onlardan uzak bulunmak.?Çocuklar günlerdir et yüzü görmediler.?

  • yüzü gözü açılmak deyimi

     (1) Çevresi ile ilişkilerini geliştirmeye başlamış olmak, dünyayı anlamaya başlamak. (2) İyiyi kötüyü, kendine yarayanı ayırt edici duruma gelmek.

  • yüzü gülmek deyimi

     (1) Sevinci yüz hatlarında anlaşılır olmak. (2) Neşelenip sıkıntıdan kurtulmak, feraha kavuşmak.?Bakıyorum yüzün gülüyor, sebebi ne ola ki??

  • yüzü kalmamak deyimi

     Bir kimseye karşı pek borçlu bulunmak ve ondan artık bir şey isteyecek hâli kalmamak.?Bu güne kadar ne istedimse verdi. Artık yüzüm kalmadı, git, isteyebileceksen sen iste.?

  • yüzü kara deyimi

     Utanacak bir durumu olan.

  • yüzü kasap süngeri ile silinmiş deyimi

     Utanacak, sıkılacak, arlanacak yanı kalmamış; arsız.

  • yüzü sirke satmak deyimi

     Yüzünden hoşnut olmadığı anlaşılmak, asık yüzlü olmak.?Baksana, yüzü sirke satıyor adamın.?

  • yüzü soğuk deyimi

     Ürküntü veren, hoşnutluk vermeyen, sevimsiz,?Aman ne yüzü soğuk adamdı o öyle!?

  • yüzü suyu hürmetine deyimi

     Bir kimsenin hatırına değer verildiği için.?Hz. Peygamber`in yüzü suyu hürmetine Cenab-ı Allah, bizleri inşallah bağışlar.?

  • yüzü tutmamak deyimi

     Bir şey istemeye ya da söylemeye çekinmek, cesaret edememek.?Babamdan para isteyeceğim ama bir türlü yüzüm tutmuyor.?

  • yüzü yerde deyimi

     Alçakgönüllü.

  • yüzü yok deyimi

     ?Bir şeyi yapmaya cesareti yok, öyle yanlışlıklar yaptı ki teklif etmeye utanıyor.? anlamında kullanılır.

  • yüzünden düşen bin parça olmak deyimi

     Sıkıntısı, öfkesi ve küskünlüğü yüz ifadesinden belli olmak.?Babamın yüzünden düşen bin parça, ne oldu yine??

  • yüzünden okumak deyimi

     (1) Ezberden değil, yazılı kâğıttan ya da kitaptan okumak. (2) Neler hissettiğini, durumunu yüzünden anlamak.?Onun ne mal olduğu yüzünden anlaşılıyor.?

  • yüzüne bir daha bakmamak deyimi

     Darılıp küsmek, bir daha konuşmamak; önemsemeyip ilgisiz kalmak.

  • yüzüne kan gelmek deyimi

     Benzi beti yerine gelmek, sağlığına kavuştuğu yüzünün kızarmasından belli olmak; soluk rengi geçmek.?İki şişe serum verdiler, sonunda yüzüne kan geldi.?

  • yüzünü ağartmak deyimi

     Yakınlarının övünç duymasına neden olacak beğenilir bir iş yapmak.

  • yüzünü ağartmak deyimi

     Yakın çevresinin övünç duymasına neden olacak bir iş yapmak veya başarı kazanmak.?Uluslararası maratonda birinci gelerek milletin yüzünü ağarttı bu çocuk.?

  • yüzünü ekşitmek deyimi

     Rahatsız olduğunu, hoşnut olmadığını, öfke duyduğunu yüz ifadesiyle belli etmek.?Haydi kalk, yüzünü ekşitme öyle, çok kalmayacağız onlarda.?

  • yüzünü gören cennetlik deyimi

     Uzun bir süre ortalıkta görünmeyen kimseler için kullanılır.

  • yüzünü kara çıkarmak deyimi

     Yaptığı bir iş ya da davranışla birini utandırmak, mahçup duruma düşürmek.?Sakın onu gönderme, yüzünü kara çıkarır yoksa, pişman olursun!?

  • yüzünü kızartmak deyimi

     Birini utandırıp yüzünün kızarmasına yol açmak.?Onun utanacağı sözleri söyleyip de yüzünü kızartmadan duramaz mısın sen??

  • yüzünün akıyla çıkmak deyimi

     Bir işe girip o işten başarı elde ederek, onurunu zedelemeden, utanılacak bir duruma düşmeden çıkmak.

Rasgele Deyim Videosu


Kavrama Göre Rasgele Deyimler

Kavramlar - 1 (6)

Kavramlar - 2 (6)


matematik soru çözümleri

Deyim Kategorileri

Futbol Deyimleri

Birçoğumuzun en büyük tutkusu olan futbol ile hayatımıza giren deyimleri sizler için derledik...

Bilgisayar Deyimleri

Programlama algoritmalarının kodlanırken kullanıldığı programlama dili kavramlarını ve veri tabanı dili SQL...

Sağlık Deyimleri

Madem bu hayatta önce sağlık geliyor, o halde sağlıkla ilgili onlarca deyim de deyimler sözlüğümüzde yer al...

Motorcu Deyimleri

Hobisi motor olan motorsiklet düşkünlerinin kendi aralarında sıklıkla kullandıkları enteresan deyimlerin listesini...

Politika Deyimleri

Hayatımızın olmazsa olmazı, siyaset, politika ile ilgili jargonda yer alan deyimleri sizler için etüt edip, derleyerek...

Haber Deyimleri

5N-1K gibi en çok bilinen bir deyimin içinde bulunduğu haberler kategorisinde bakalım ilginizi çekecek başka ne deyimler yer...

Spor Deyimleri

Günlük hayatımızın vazgeçilmezlerinden birisidir spor. Hem sağlık için hem de görünümümüz için elzemdir spor yapmak. Futbol dışında...

Müzik Deyimleri

Ruhun gıdasıdır dediğimiz müzik ile ilgili günlük hayatımızda yer alan nice deyimler, nice sözler jargona girmiştir....

Alışveriş Deyimleri

Gel vatandaş gellll diye başlar alışveriş deyimlerimiz. Özellikle bayanları yakından ilgilendiren, damping, indirim, sezon sonu, seri sonu ve daha neler neler...


müzik listeleri

Rasgele Deyimler - 1 (4)

Rasgele Deyimler - 2 (4)


ingilizce tercümesi

En Çok Aranan Deyimler - 1 (8)

En Çok Aranan Deyimler - 2 (8)


müzik klipleri

İngilizce Deyim Örnekleri - 1 (3)

  • It's raining cats and dogs.

    Bardaktan boşanırcasına yağmur yağması.

  • A storm in a teacup.

    Bir kaşık suda fırtına kopartmak.

  • That ship has sailed.

    O treni kaçırmak. Çoook geç kalınması.

İngilizce Deyim Örnekleri - 2 (3)

  • Come rain or shine.

    Her ne olursa olsun.

  • Calm before the storm.

    Fırtına öncesi sessizlik.

  • Have your head in the clouds.

    Aklı bi karış havada olmak.